30 Eylül 2017 Cumartesi

MERİDYENLER VE RAHATSIZLIKLARI








































MERKEZ MERİDYEN- DEĞERLİLİK- MAGENTA
Üreme ve Dolaşım Sistemi, Cinsel Organlar ve Hormonlar, Regl Dönemi, Nefes, Cinsel Sorunlar, Fıtık, İfade güçlükleri, Göğüs Ağrıları, Gırtlak sorunları, Bronşit ve Masa başı işlerinde ve zihin kullanmayı gerektiren işlerde çalışanlarda sıkça ön omuz kasında zayıflık görülür. Çocuklarda ise öğrenme zorlukları olarak tezahür eder.

YÖNETİCİ MERİDYEN- YETERLİLİK-MOR
Omurilik, Sinir ve İskelet Sistemi, Beyin, Yüz, Anüs, Cinsel Organlar, Sinirsel Bozukluklar, Zihinsel rahatsızlıklar, Felç, Cinsel sorunlar, Baş ve Sırt Ağrıları, Ateşlenme ve Koma, Uyku sorunları, Çökük omuzlar, Gündüz/ gece döngüsünü kontrol eden epifiz hormonu bozukluğu.

MİDE MERİDYENİ- KABUL- KAHVE
Sindirim Sistemi, Mide, Görme ve tat duyusu, Düzensiz regl dönemi, Dizler, Tükürük sorunları, Yüz felci, Ülser, Fıtık, Mide/Bağırsak sorunları, Boyun tutulması, Çene ağrısı, Diz ve kalça ağrıları, Boğaz şişmesi, Baş ağrısı, Aneroksi.

DALAK MERİDYENİ- HAYATTAN TAT ALMA- KIZIL KAHVE
Dalak/Pankreas, Adrenal bezler, Düzensiz regl dönemi, Kasık, Alt diyafram, Tat duyusu, Sindirim sorunları, İktidarsızlık, Anemi, Genel bir halsizlik, Şeker hastalığı (fazla insülin), Hipoglisemi (düşük kan şekeri), Anemi (kansızlık), Omuz yüksekliği, Alerjiler, Sırt ağrıları, Soğuk algınlığı, Yorgunluk, Karın bölgesinde ağrı ve şişkinlik, Bacak, Diz, Kalça ağrıları, İştah sorunları.

KALP MERİDYENİ- SEVGİSİZLİK VE BAŞKALARINI KONTROL ETME TUTKUNLUĞU- KIRMIZI/YEŞİL/PEMBE
Kalp, Dolaşım sistemi, Dil, Konuşma, Omuz ve göğüs ağrıları, Terleme, Kalp rahatsızlıkları, Anjin, Sarılık, Kol ağrıları, Uykusuzluk, Kekemelik, Kalp çarpıntıları, Ritim bozukluğu, Dişeti kanamaları.

İNCE BAIRSAK- OBSESİF KOMPULSİF DAVRANIŞLAR- TURUNCU
İnce Bağırsak sorunları, Mide altı, Omuzlar, Bademcik, Boğaz ve konuşma, Bağırsak rahatsızlıkları, Mide sorunları, Kulak ağrıları, Sağırlık, Merdivenleri tırmanmakta, oturup kalkmakta zorluk, Diz ağrıları ve sorunları, Karın ağrısı, Nefes zorluğu, Alt sırt ağrısı.

İDRAR TORBASI MERİDYENİ- GERGİNLİK- GRİ
İdrar torbası, Sırt sorunları, Arka bacaklar, Kalça, Sinüsler, İşitme sorunları, Soğuk algınlığı, Üre sorunları, Boyun ağrısı, Regl sorunları, Ayakların içe dönmesi, Ayak ve bilek sorunları, Arterit, Romatizma, Bursist, Omuz ve dirsek problemleri, İdrar kaçırma.

BÖBREK MERİDYENİ- BAŞARMA HIRSI- FÜME
Böbrekler, Kemikler, Ayak ve bacak içleri, Diyafram, Kasık bölgesinde ağrı, Böbrek yetmezliği, Kabızlık, Regl düzensizliği, Hıçkırık, Hipertansiyon, Kronik sırt ağrıları, Akne, Sivilce, Egzama gibi cilt sorunları, İşitme zorluğu, Göz ve Kulak sorunları, Uykusuzluk.

PERİKARDİYUM (DOLAŞIM/ CİNSELLİK) MERİDYENİ- LACİVERT
Kalp, Göğüs sorunları, Dolaşım sistemi, Büyüme ve iletişim, Halsizlik, Elde titreme, Seks hormonları dengesizliği, Bağımlılıklar, Siyatik, Bacak ağrıları, İdrar sorunları.

ÜÇLÜ ISITICI MERİDYENİ- MANİK DEPRESYON- MAVİ
Dolaşım sistemi, Yüz ve baş, Şakaklarda ağrı, Dişler ve kulaklar, Baş, Boğaz ağrıları, İşitme sorunları, Yüz felci, Tiroid sorunları, Sindirim bozuklukları, Enfeksiyonal hastalıklar, Omuz sorunları, Hiç nedensiz ağlama ihtiyacı, Adrenal ve alerji sorunları, Dizleri bükememek.

SAFRA KESESİ MERİDYENİ- SEÇİMLER VE KARARLAR- AÇIK YEŞİL
Safra kesesi sorunları, Beyin, Vücudun yan tarafında bulunan tüm organlar ve bölgeler, Apandisit, Baş ve migren ağrıları, Baş dönmesi, Görme sorunları, Tıkalı burun, Felç, Hepatit, Soğuk algınlığı, Tek taraflı baş ağrısı, Diz sorunları, Boyun ağrıları, Kabızlık.

KARACİĞER MERİDYENİ- ÖFKE- KOYU YEŞİL
Karaciğer problemleri, Kaslar, Bacak içleri, Kasık, Diyafram ve kaburgalar, Karaciğer ve Pankreas sorunları, Hepatit, Sarılık, Kusma, Mide ağrıları, Düzensiz regl, Fıtık, Glokoma, Gözde uçuşan benekler, Uzun süren baş ağrıları, Yüksek kolesterol.

AKCİĞER MERİDYENİ- HAYATIN AMACI- KOYU SARI
Solunum, Akciğerler, Deri, Balgam üretimi, Koku duyusu, Solunum yolu hastalıkları, Astım, Bronşit, Öksürük, Boğaz ağrısı, Ateş, Grip, Nefes sorunları, Arka boyun ağrıları, Ses kaybı, Yoğun omuz ağrıları, Depresyon, Melankoli.

KALIN BAĞIRSAK- GEÇMİŞİ ÖZGÜR BIRAKMA- AÇIK SARI
Bağırsaklar, Burun sorunları, Dişler, Balgam üretimi, Koku duyusu, Mide, Boğaz, Ateş, Kabızlık, İshal, Ayakların dışa dönmesi, Adet döneminde göğüs ve meme ağrısı, Hemoroit, Yorgunluk, Sırt ağırsı, Çene ağrısı.



26 Eylül 2017 Salı

ANDIMIZIN NE KADAR YÜKSEK FREKANSLI OLDUĞUNUN FARKINDA MISINIZ?

ANDIMIZ'ın ne kadar Yüksek Frekansta olduğunun farkında mısınız?

Eğer Siz de bu sözleri tekrar ederken tüyleriniz diken diken olup, içinizden ağlama geliyor veya gözyaşlarınız akıyorsa, Özünüz söylenen sözlerin farkındalığını yaşıyor.

Zihnimiz her ne ile aldatılırsa aldatılsın, ÖZ HER ŞEYİ BİLİR!


Bu yüzden sen Arınmak, Yücelmek, Yükselmek, Aydınlanmak, Özünü Hatırlamak istiyorsan, her güne ANDIMIZ ile BAŞLA.


ŞİFA GÜCÜNÜ KULLAN!

Ağrıların ve acıların varsa üzerine git, kaçma ondan. İyileşmek için senin sana ihtiyacı var.
Nasıl ki bedenini hasta etme gücü sendeyse, iyileştirme gücü de sende.
Hayal et, iyileştiğini hayal et;
Teşekkür et, iyileştiğin için teşekkür et;
Kendinle çok iyi ilgilen, çünkü kendinle ilgilenmezsen başkası senin nasıl ve ne kadar ilgiye ihtiyacın olduğunu asla bilemez. Sadece sen bilirsin.

Ağrının ve acıyan yere dokun, ellerinle dokun.
Ellerinden akan şifa enerjisini başkasında olduğu gibi sende de kendinde hisset. Sıcağı hisset, soğuğu hisset. Koy elini ağrına ve iyileşmeye niyet et. Acele etme, sakin ol ve bekle, iyileşeceğini bil. Güç sende.
Şimdi yeniden hayal et, iyileşmiş Seni yeniden zihninde yarat. Sadece iste, Evren senin emrinde.

24 Eylül 2017 Pazar

HAYATINA YAŞAMI DAVET ET!

Hastalığın veya rahatsızlığın ne olursa olsun, Yaşama, Hayata tutun.
Yaşamayı seç!
Rahatsızlığını bedeninde ne kadar taşıdığın önemli değil, o sadece bir mesajcı. Hastalıkla sana, Ruhuna ulaşmaya çalışan bir enerjiden başka bir şey değil. Onu sen yaşatmayı seçmezsen o sende var olamaz.
Ya YAŞARSIN ya da ölürsün, aslında ölüm de yok, sadece başkalarına senin YAŞAm enerjinden beslenmelerine izin vermiş olursun, formları değişebilir.
İyileşmeyi seçersen, önce kendine, VARlığına YAŞAm enerjisini çek. Hayatına Yaşam enerjisiyle devam et. Sen onu göremesen de, YAŞAm okyanusunda zaten varsın. İster bu boyutta, ister farklı bir boyutta.
HAYATINA YAŞAMI DAVET ET! Gerisini enerjin halledecektir.

23 Eylül 2017 Cumartesi

KANAMALAR NEDEN OLUR?


Durduramadığınız kanamalarınız mı var?
Eğer, uzun zamandan beri kanamanız oluyor ve hiç bir şekilde durduramıyorsanız, ilk işiniz doktora gidip doğru tehşisini öğrenmeniz, (bazı doktorlar yanlış tehşis yapsa da MR/ PETC makinelerine girip doğru tehşis yaptırmanız çok önemli). Kanser'in bir çeşiti olabilir 😟😟

Doğal olarak kanamalarınızın olma nedeni:

Hayat enerjinizde kullanamadığınız ve bir kaçak olduğunu, bu çoğunlukla kadınlarda olur. Hayatınızı istediğiniz gibi yaşayamama ve başkaların gücü altında istemediğiniz halde ezilme.

Burada benim ilk tavsiyem yukarıda yazdığım gibi acilen tehşis için doktora gitmeniz, daha sonra ise: evdeki yemeklerinize kattığınız soda karbonatı her sabah aç karına 1 büyük bardağa 1 çay kaşığı bu soda katbonattan koyup içmenizi. 

Ölüm saatiniz gelmediği sürece, bedeninizdeki iyileşme kalıcı olacaktır. 
Daha sonra doğal kan takviyesi için Tahin ve Keçi boynuzu peknezi karıştırarak bol bol yemeniz. 

Karbonat- kandaki tüm bakteri, virüs gibi zarar verenleri yok eder, hatta karbonatın sağlığınıza katacakların listesi çok uzundur;
Tahin- kanı temizler;
Keçi Boynuzu- en çok kan yapar. 
(Meyvesini yiyebilirseniz o da çok güzel sonuç verir) 

Ayrıca D vitamini takviyesi gerekebilir, bunu da doğru saatlerde 12:00- 13:00 arasında güneşin altında geçirerek alabilirsiniz. 
Güneş- sarı renk, canlılık, hayat enerjisini aktive eder.

19 Eylül 2017 Salı

BÜTÜNSEL İYİLEŞME TERAPİSİ 3ü 1 arada


Regresyon+ Meridyen Terapisi+ Refleksoloji kombinasyonuyla ortaya çıkan yüzleşme ve iyileşme terapisidir.




Regresyon: Fiziksel hastalıklar daima Duygusal bir örtüyle birlikte görülür. Eski duygular bedenimize büyük bir baskı oluşturur ve hareket etmemizi imkansızlaştırır. En iyi görüntü zihnimizdeki değil, bedenimizdeki pencerelerden bakılınca elde edilir. Regresyon uygulandığında yaşanan olumsuz duygular nedeni ile kırılan ya da kopan bağlantıların tekrar kurulmasını sağlar. Terapi tanımı itibariyle “Ben'liğin iyileştirilmesidir”. Bedensel duyular nefes tekniğiyle işlemden geçirildiğinde bilinçaltı zihin kalıplarımızın farkına varır, bağlı oldukları geçmiş tecrübeleri ve travmaları görür ve zengin bir bilgi kaynağına ulaşılır, mantıktan ziyade duygulara dayanan iletişimin bir şeklidir. Terapi sırasında çoğunlukla rahatlama duygusu Bedenin diğer bölgelerine de yayıldığı görülür. Nefes tekniğiyle birlikte kullanılması bedende en Yüksek etkiyi yaratır ve Duygusal iyileşme sistematik olarak iyileştirici doğaya sahip olan etkilerini ortaya çıkarır. Regresyon uygulaması Sinir sistemindeki bilgiyi aktif hale getirir, üzerinden 2 hafta da, 20 yıl da geçmiş veya Geçmiş yaşamdan (reenkarnasyon) da olsa Duygunun serbest kalmasını sağlar. İyileşme sırasında ortaya çıkan deneyimler genellikle Rüya özelliği taşımaktadır. Şimdiki realitemiz Zaman çizgisiyle (lineer) bağlantı kurar eski algılarımız ve duygularımızı Şimdi ve ‘’AN’’da değiştiririz. İyileşme Güçlü ve Hızlı bir şekilde hastanın içinde oluşmaktadır.Kendimizi iyileştirdiğimizde kızgınlık,korku ve öfke duyduğumuz kişilerle de ilişkilerimiz hızla ve sağlıklı bir şekilde DEĞİŞİR!!!

Refleksoloji: Refleksoloji, eller ve ayaklardaki 'refleks noktaları' vücuttaki her organ ve yapıya karşılık gelen ve enerji kanalları, bölgeler veya meridyenler tarafından bu organlarla bağlantılı olduğu ilkesine dayanan son derece etkili bir ayak& el masajı formudur. Hastalıklar veya olası hastalıklar, etkilenen organın veya organların dengesizliğini yansıtan ayaklardaki uygun refleks noktalarındaki hassas alanları ile belirtilir. Refleksoloji tekniklerini bu noktalara uygulayarak, vücudun hem kendi kendini iyileştirmede hem de hastalığı önlemek için en üst düzeyde çalışarak kendini savunmasına yardımcı olur. Eski Lemurya ve Yerli Amerikan kızıl derili inancına göre, insan ruhunun yeryüzüne temas halinde olan ayaklarıyla yeryüzüne bağlanmış olmasıdır. Toprak enerjileri ayağın içinden vücuda girer. Nasıl ki ruhumuz bedene bağlıysa, beden de dünyaya bağlanmak için ayaklarımızı kullanır, bir kişinin iyileşmeyi ne kadar arzuladığı ayaklarından belli olur. Bugünkü Refleksoloji hem bir bilim hem de bir sanattır.

Meridyen Terapisi: Meridyenler bedenimizde akan 2 ana ve 12 gizli enerji kanallarıdır. İki ana kanal bedenimizin ön ve arkasından akar. Diğer 12 gizli enerji kanalları ise kollarımızdan ve bacaklarımızdan önlü arkalı akar. Eğer kollarımızda ağrı, sızı veya herhangi bir rahatsızlık varsa oradaki Meridyenlerinden birisinde tıkanma rahatsızlığa sebep olur.
Meridyenlerimiz bedenimizde dişi ve erkek enerji olarak akar, her Meridyen bir organımızla bağlantılıdır. Dişi(Yin) Kalp, Akciğerler, Perikadyum, Dalak, Karaciğer, Böbrekler gibi dolu organları besler, Erkek(Yang) Mide, Safra Kesesi, İdrar Torbası, Kalın Bağırsak, Sinir Sistemi, İnce Bağırsak gibi boş organları besler. Eğer dişi Meridyende sorun varsa muhakkak erkek yönüyle de dengelenmeli. Tam tersi de olabilir, erkek meridyende sorun varsa, dişi meridyenle dengelenmeli.
Dişi Meridyen Dünya Ana’dan dengelenir, erkek Meridyen ise Gök baba enerjisiyle dengelenir. Bu da demek oluyor ki, eğer toprakla iletişiminizi kestiğinizde yavaş yavaş ayaktan geçen meridyenler sizi uyarmaya başlar ve dikkate alınmazlarsa bacak sorunlarını ilerletir. Eğer gökyüzüyle iletişiminizi keserseniz kollarınız sinyal vermeye başlar ve ilerki durumlarda kollarda rahatsızlıklar oluşur.

Bedenimizin Yaradan tarafından o kadar mükemmel bir şekilde düşünülmüş ve tasarlanmıştır ki, içine de kendini her durumda iyileştirecek mekanizmaları koymuş. Eğer bedeninizi tanır ve iyileştirmeye seçerseniz zaten iyileşme yolculuğunuzda destek size her zaman ve her yerden gelir. Yeter ki; İYİLEŞMEYİ  İSTE!
Not: Seansın toplam süresi: 1 saat 30 dakikadır




15 Eylül 2017 Cuma

GERÇEK TESLİMİYETTE USTALAŞMA

Teslimiyetin sevinci o başarıldıktan sonra gelir. Son derece şaşırtıcı bir hafiflik ve rahatlama hissedilir. O müthiş özgürleştiricidir! Önünüzde bir yol açılır ve harikulade yeni şeyler yaşamına girer. Onlar, olasılıkla girebilecekleri yeterince boş yer olmasını bekliyorlardı. Teslimiyet, bir kez onun usulünü öğrenip anlamını kavradıktan sonra kolay ve eğlenceli hale gelir. O artık cesaret bile gerektirmez, sadece kendine ve Görünmeyenin dalgalarına itimat yeterli olur.

UYGULAMA
Odanın ortasında dev sembolik bir şenlik ateşi yaratarak başlayalım…. Bu Arınma ve Yenilenme Ateşidir…. O senin en Yüksek Gerçeğin ile rezonansta olmayan her şeyi yakıp kül edecektir… o yüzden şenlik ateşine saygılı davranmalısın….
Onu başkalarına ver:
Şenlik ateşi için, artık ihtiyacın olmayan tüm o şeyleri bir yığın haline getir….Onun içine sadece modası geçmiş eşyalarınızı değil… artık seni desteklemeyen ilişkilerini…. eski tutumlarını…. kökleşmiş alışkanlıklarını ….ve kendi kendini empoze ettiğin sınırlamaları ateşe koy….. Varlığını çok dikkatli bir biçimde, adamakıllı tara…. Bu yaşamında dolaplarını ve varlığını gerçekten temizlemek için büyük bir fırsattır….. Eski felsefelerden…. spiritüel uygulamalardan…. inanç sistemlerinden…. Korkulardan….kuşkulardan…. uzlaşmalardan…. oluşan dağ gibi bir yığın yarat.
İşin bittiğinde, bu dev yığındaki her şeyin en iyi hizmet edeceği insanlara ve yerlere verildiğini imgele….. Eğer geriye bir şey kalmışsa, onu da sevgiyle bu şenlik ateşine yerleştir….. Ne kadar hafiflediğini hisset.
Eskiyi bitirmek seni yeni için özgürleştirir:
Şimdi bitirmeniz gereken her şeyi içine yerleştireceğin bir yığın yap….. Buna ailevi yükümlülükler…. çözümlenmemiş ilişki sorunları…. eğitim ya da mesleki eğitim…. iş projeleri…. mal- mülk satışları…. mali borçlar… dahil edilebilirsin….. En yüksek Gerçeğini tam anlamıyla yaşamını engelleyen her şeyi….
Şimdi bu yığındaki her şeyi çabasızca tamamlanıp bitirildiğini gözünde canlandır….. Daha büyük bir özgürlüğe adım attığını gör….
Hastalıklarından özgürleş:
Bedeninde şu anda yaşadığın bir sağlık sorunun varsa ateşin içine at….fazla kilolarını….doğduğun andan itibaren geçirdiğin tüm sağlık sorunlarını….geçmiş yaşamlarından bu yaşama aktardığın…. gelecekte yaşayacağın tüm karma hastalıklarını ……hastalıkların mesajlarını al ve hepsini şimdi ateşin içine at….…ve özgürleş….Artık hasta bir bedenin yok….Sadece ateşi seyret…Özgürsün
O kırık kalpleri eritip yumuşat:
Bu eski ana kalıba ait sevginin yığınıdır…… Onun içine tüm kalp kırıklıklarını ve senin kırmış olduğun tüm kalpleri koy…… Düş kırıklıklarını…. kalbinin derin kederlerini….. karşılık görmeyen sevgileri…… ihanetleri ve o kökü- derinlerde bulunan terk edilme sorunlarını……. Duygusal bedenini derin bir biçimde kazıp…… tüm o gizli eski acıları ve yaraları bu yığına yerleştir…… Seni incitmiş olan herkesi bağışla ve en önemlisi de kendini bağışla……
Bu acı verici eski duygular yığınını al ve o yığının sana öğretmiş olduğu her şey için derin bir şükranla şenlik ateşinin ortasına yerleştir…… Şimdi kalbin temizlendi ve bir kalbi aktive etmek üzere hazırlandı……
Eski tanımlamalardan kurtul:
Bir sonraki yığın bireysel benlikler olarak ilk kez enkarne olduğundan beri verdiğin sözlerden…. ettiğin yeminlerden oluşacaktır….. Bu yığına tüm eski rollerini yerleştir…. Anne…. Baba….kardeş…. evlat…. Karı…. Koca…. Sevgili…. Öğretmen….. şifacı….. iş kadını/erkeği….. Melek….. Şeytan  gibi eski rolleri…… Yolculuğun boyunca edinmiş olabileceğin tüm dini yakınlıklarını da buna ekle…… Ayrıca , bu yığına İlahi Misyonlarını da atabilirsin…… Burada atılması gereken iyi bir şey daha var. Bu yığına kişisel gücünü de fırlatıp at…… Onu elde etmenin uzun bir zaman aldığını biliyorum ama artık ona gerçekten ihtiyacın yok. …..Kişisel güç sınırlayıcıdır ve bizim aslında güçsüzlük olan ve hepimize bol bol sunulan geçek güce erişmemizi engeller……
Bu çoğunlukla en çok direnç yaratan yığındır….. Eğer böyle olursa, o zaman vazgeçmekte, teslim etmekte tereddüt ettiğin o şeylere bak….. Bu sana kendin hakkında bir hayli şey söyleyecektir…..özellikle dualiteye nerelerde saplanıp kaldığın hakkında…… Eğer şu anda her şeyi gönüllü olarak teslim edemezsen, o zaman neye tutunduğunu fark et ve onu bırakmak için yakında gelecek doğru an’ı bekle.
Şimdi bu roller…. Sözler….. yeminler….. sorumluluklar….. üç ve misyonlardan oluşan dev yığını alıp şenlik ateşine at……Şimdi kendini daha hafif hissediyor musun?
En gözde şeylerin:
Bu ustalık isteyen bir yığındır.…..Bu yığına elinde tutmak istediğin her şeyi koy….. Buna en çok hoşlandığın niteliklerin….. en iyi becerilerin ve yeteneklerini…. spiritüel inançlarını….. sağlıklı ilişkilerini….. mesleğini….. aileni…. ve evcil havyalarını dahil et…… Bu yığına ayrıca… evini…. Arabanı…. Bilgisayarını…. müzik setini…. Tablolarını…. kristallerini ve giysilerini gibi mal ve mülkünü…. yani elinde tutmak istediğin her şeyi ekleyebilirsin.
Buna ismini de kattığına emin ol….. Birçok insanın ismine ne kadar bağlı olduğunu görsen şaşarsın…… Kaç insanın bir şeylere kendi ismini verdiği hiç dikkatini çekti mi?.... Ya da yaptığı bir şeyden dolayı şeref kazanmanın ve unvanını fırlatıp at…..
Ne güzel bir yığın yarattın. ….Bu senin ve yaşamın en iyi yığınıdır. Eğer istiyorsan onu birkaç dakika hayranlıkla izleyebilirsin….. hepsini sevgiyle ateşe at….. İşte gidiyor….
Elinde kalan son şeyi de ileri sürmek:
Bu noktada artık kurtulacak hiçbir şey kalmadığını düşünebilirsin…. ama vardır. Kendini unutuyorsun…… Eğer teslim olacaksan tam teslim olmalısın….. bu yüzden sende bu ateşe atmalısın….. Ayağa kalkıp onun içine atla ve özüne…. çekirdeğine kadar yanıp kül olduğunu hisset….. Sonra bırak özün de yansın…… Gidiyor, gidiyor, gitti…
Yeniye yer aç:
Yavaş yavaş ateş yanıp biter……. Bu olurken, kendine hiçbir şey olmama….. hiçbir şey sahip olmama lüksünü tanı….. Kendini yeniden tanımlamak ya da eski rolleri yeniden üstlenmek için acele etme…… Açık kal…. ardına kadar açık ve özgür. …..Mümkün olduğunca uzun bir süre böyle kal…… Etrafta koşuşturarak şenlik ateşinden neyin kurtulduğunu da araştırma. …..O sana gelene dek bekle…….. Eski tutumlara ve varsayımlara düşmemek için kendini izle…… Yeni kal…… En iyisi henüz gelmemiştir….ve de onu bekle….aç kapıları.





12 Eylül 2017 Salı

NEDEN, NİÇİN VE NASIL HASTALANIYORUZ?

Hiç kimse bu dünyaya hasta olarak gelmez. Doğduğumuzda kendimize özgü bir yaşamımız vardır. Biz büyüdükçe evebeynlerimiz tarafından öğretilmiş davranışlar yüzünden kendimize bizim hayal ettiğimizden daha farklı bir yaşam portresi çizmeye başlarız. Doğa ile irtibatımızı koparır ve "modern" insanlar gibi davranmaya başlarız. Algılarımız körelmeye başlar, gözlem yapamaz oluruz, kendimizle olan iletişimimiz dışa dönmeye başlar ve iç dünyamızı unutuveririz. 
Kendi yeteneklerin ve saf bilgilerin akışını durdurur ve günümüz için eski bilgilerle doldurulur kafamız.....onu yap.... şunu yap! Etrafımızdaki insanlara daha yararlı olabilmek için kendimize zarar vermeye, bizde onlar gibi yaşamaya başlarız.

Çelişkiye düşeriz- Doğal yaşam mı bize daha uygun, anne baba tarafından öğretilenler mi daha uygun? Bu Dünyada yeni olduğumuz ve büyüklerimiz eski olduğu için nasıl "daha iyi yaşanacağını onlar bize öğreti!!!?" 
Ve hastalanma serüvenimiz başlar...
İlk önce onlar gibi nefes almaya başlar ve bedenimizin yaşam enerjisinin aktığı kan damarları zarar görmeye başlar...
Beden sinyalini verir ama onu dinleyen kim? Kan pıhtılaşmaya başlar, akışını durdurur, varis olur bacaklarımızda. Hiç kendinize sordunuz mu- Neden varisler başka yerde değil de bacaklarda oluşur? 
Cevabı vereyim: Bacaklar bedenimizin ileri gitme parçalarıdır. Daha önceden sinyal veren Beden şimdi bu şekilde kendini ifade etmeye başlar. Hasta olarak artık ileriye gitmek istemiyor, anlamadınız mı daha?
İlerleyelim: "Yaşam enerjisi" kendisini kan damarlarında kapatmaya devam ettikçe Kalbe doğru ana damarlarını da kapatmaya başlar. Kalp bedenimizin en önemli organıdır, bizim ruhsal ve fiziksel boyutumuzu birleştiren tek organdır. "Yaşam nefesimizi" yanlış aldığımız için Akciğerlerimizi de zarar görmeye başlar. Kalp ve Akciğerler aynı bölgede olması sizce tesadüf mü?....Siz öyle zannedin.
Hastalanma serüvenimiz devam ediyor, nasıl mı?
Her organ ve parçamız önce bize ne ifade ettiğini hatırlayalım:
Ayaklar- toprağa, karaya bizi bağlayan tek parçalarımız;
Bacaklar- İleri/ geri gitme parçalarımız;
Kollar- Yaşama ve Var olana sarılma parçalarımız;
Eller- alma/ verme parçalarımız;
Gövdemiz- Ön taraf- gelecek, arka taraf- geçmiş;
Gözler- İç ve dış dünyamıza bakan pencereler;
Kulaklar- duyma organlarımız;
Ağız/Boğaz- konuşma, ifade;
Baş- başlangıçların oluştuğu yer, düşüncelerin merkezi;
Burun- "yaşam nefesin" giriş noktası... Ne kadar kullanıyorsunuz?
Cildimizde oluşan lekeler- sırlarımız ve utançlarımızı kapatan lekeler;
Kendimizden önce başkalarını ön plana koyarsak- kadınlarda göğüs problemleri, erkeklerde şiş göbek kaçınılmaz olur;

Bedenimiz arkeolojik müzeler gibidir. Her birimizde açığa çıkarılması gereken bize öğretiliş "yanlış" davranış ve inançlar var.... Sizde yok mu?
Bedeninize bir bakın! 

Yoksa sizi tebrik ediyorum, Doğayla uyumlu bir yaşam yaşıyorsunuz.

9 Eylül 2017 Cumartesi

REKABET VE KISKANÇLIK SANA NASIL ZARAR VERİR?

Rekabet edeceksen sadece kendinle yap. Başkalarıyla yapmaya kalkıştığında yorulur ve mutsuz olursun.
Bir konuda ne kadar bildiğini senden başkası bilemez, sende başkasının ne kadar bildiğini bilemezsin.
Bu yüzden bırak başkasıyla yarışı, aslında ortada herhangi bir yarış da yoktur. O sadece sendeki ego'nun kıskançlığı.
Kıskançlık seni asla daha iyi yapmaz.
Kıskançlık ve rekabet el ele gezer. İkisi de seni senden alır, bedeninden de sağlığını alır. 
Hangi organlarına zarar verir biliyor musun?
Sayayım:
*Kalp- kendini sevmekten alıkoyacağından dolayı;
*Karaciğer- rekabet ettiğin kişi senden daha iyi olduğunda kızgınlık biriktireceğin için;
*Böbreklerin- hırs yapacağın için;
*İdrar torban- kazanmak uğruna bedenini görmezden geleceğin ve gerginlik yaşayacağı için;
*İnce Bağırsağın- bu davranışını takıntıya dönüştüreceğin için;
*Sinir Sistemin- rekabet edeceğin kişi senden daha fazla üstün olursa çok sinirleneceğin için;
*Akciğerlerin- bir rekabet uğruna yaşamdan vazgeçeceğin için;
*Miden- yenilgiyi kabullenemeyeceğin için;
*Dalağın- rekabet ve kıskanlık yüzünden hayatından tat alamayacağın için.
İşte, neredeyse tüm organlarına zarar verirsin, sadece başkasıyla yaptığın rekabet ve kıskançlık yüzünden. Sen sen ol, bilgi konusunda sadece kendinle dans et😉😇🤔

6 Eylül 2017 Çarşamba

IŞIK İLE YARATMAK

                                                             
Işık Evrendeki en büyük güçlerden biridir. Işık, onun hakkındaki düşüncelerinize karşılık verir. Işık kudretli bir dönüştürücü güçtür. Siz enerjinizi değiştirmeyi, sizi ve sevdiklerinizi şifalandırması için Işığa başvurabilirsiniz. Işık sizin titreşiminizi yükseltebilir, olumlu düşüncelerinizi güçlendirebilir, kalbinizi açabilir. Siz onunla bağlantı kurabilir, onun gücünü amacınız yönünde harekete geçirebilirsiniz ve tüm çevrenizde iyilikler yaratabilirsiniz.
Sizin Yüksek Benliğiniz daima Işık ile bağlantıdadır. Siz Işığı düşününce Yüksek Benliğiniz ile birlikte titreşmeye başlarsınız. Siz Işığı düşünmek suretiyle, hayatınıza daha çok Işık getirebilirsiniz. Işık sizin onu düşünmenize yanıt verir, siz onu düşündüğünüzde, o derhal size çekilir. Işığı daha sık düşünürseniz Işıkla dolacaksınız (şarj olacaksınız), tüm çevrenizde parlak bir Işık beden inşa etmiş olacaksınız. Bedeniniz ne kadar Işık tutabilirse, titreşiminiz o kadar yüksek olur ve çevrenizdeki enerjiyi daha yüksek bir düzeye dönüştürme yeteneğiniz de o kadar büyük olur.
Bir an durun ve Işığı kendinize çağırın. Işığı yalnızca düşünmek bile bedeninizi hücresel düzeyde canlandırıp gençleştirecek ve enerjinizi arttıracaktır. Gün içinde birkaç dakika olsun, Işıkla bağlantı kurun. Işıkla her bağlantı kurduğunuzda, kendinize daha yüksek alemler arasında bir köprü inşa etmektesiniz. Bu ışık köprüsünü inşa ederken siz daha parlaklaşacak ve Dünya katında yapmakta olduğunuz herhangi bir iş üzerinde daha etkin hale geleceksiniz. Işık kullanmanın çok etkin bir yolu var, çevrenize, başınızdan daha yukarı ve ayaklarınızdan daha aşağıya kadar uzanan bir Işık küresi ya da kozası geçirdiğinizi imgeleyin. Işığı koruyucu bir kılıf gibi değil fakat çevrenizdeki her şeyin titreşimini yükselten, öylesine güçlü bir enerji olarak düşünün. Kendinizi Işıkla kuşattığınız zaman, bazı şeyleri dışta tutmak için çevrenize duvar örmek zorunda kalmazsınız, sizin Işığınız, çevrenizdeki her şeyi daha yüksek bir titreşime geçirecektir. Çevrenizi Işık imgesiyle kuşattığınız zaman kendi titreşiminizi yükseltmiş olursunuz. Sizin yüksek enerjiniz başkaların alabileceği bir yayım yapar. O durumda sakin ve kendi merkezinizde kalabilirsiniz ve kalbinizi açık tutmak, şefkatli ve sevecen olmak sizin için daha kolay olur. Işığı düşünmeye devam edin ve kendi iç huzurunuzu, uyum ve Sevgi duygunuzu arttırmaya sürdürün. Siz Işığı çağırdıkça, kalbinizin gitgide daha çok açıldığını fark edebilirsiniz. Evrene daha büyük bir güven duymanız ve sanki hiçbir şeyin sizi incitemeyeceğini hissetmeniz kolaylaşır. Çevrenizde olup bitenler her ne olursa olsun, Işık sizin sakin ve huzur içinde olmanıza yardım eder.
Işık göndermeniz ilişkilerinize uyum yaratabilir. Eğer kendinizi herhangi bir nedenle bir sevdiğinizden uzak ve ayrı düşmüş hissediyorsanız, Işıkla çalışmak suretiyle aranızdaki enerjiyi değiştirebilirsiniz. Sakinleşin ve Işığı çağırın ve kendinizi Işıkla olabildiğince doldurun. Kendi enerjinizi, yapabildiğinizce güzelleştirin. Sonra Işığınızı kalbinizden diğer kişinin kalbine gönderin. Bunu yapmaya devam edin, er ya da geç aranızdaki duyguda olumlu bir değişime tanık olacaksınız.
Işığı kullanabilmenizin birçok pratik yolu vardır, içinde bulunduğunuz taşıtın çevresini Işıkla donatabilirsiniz. Evinizi de, oradan ayrılırken Işıkla kuşatabilirsiniz. Çocuklarınız ve sevdikleriniz her gün okula gider ya da evden ayrılırken, onların çevrelerini Işıkla donatın. Sizin Sevgi dolu düşünceleriniz ve Işık imgeleriniz gün boyu onlarla olacak, onları güvenlikte tutacak ve kendilerine daha iyi şeyleri çekme yeteneklerini geliştirecektir. Siz olmasını istediğiniz şeyin imgeleyerek ve bu imgeye Işık katarak geleceğinizi değiştirebilirsiniz.
Başkalarına gönderdiğiniz Işık size kat kat geri döner. Sizin tutup yayabildiğiniz Işık miktarını arttırmanız hem sizin için, hem Dünya için büyük bir armağandır(nimettir). Siz Işıkla daha çok dolup daha parlaştıkça insanlar size doğru çekilecektir. Başkalarına gönderdiğiniz bütün Işık kat kat size artarak size geri dönecektir. Bir başka kişiye bakarken, gözlerinizden çıkan Işığın ona ulaştığını hayal ederek ona Işık gönderin. Bir başka kişiye dokunurken, ellerinizden çıkan Işığın ona ulaştığını hayal edin. Işık göndererek geçirdiğiniz her an sizin parlaklığınız arttırır. Siz enerjinizi güzelleştirdikçe, varlığınızı Işıkla doldurup ve sonra onu yaydıkça, Yüksek Benliğiniz olmaktasınız.
MEDİTASYONU1: Işığı çağırmanız ve kendinizi onunla doldurmanız için: Derin bir nefes alın ve Işığı davet edin. Işık sizin çağrınıza derhal yanıt veren canlı bir bilinçtir. Bırak başınızın yukarısından başlayan ve ayaklarınızdan aşağıya kadar uzanan Işık dolu bir çubuk gibi hayal edin. Bırakın Işık bedeninize doğru yayılsın, hücrelerinize, DNAnıza ve sonra bedeninizdeki tüm atomlara Işık yollayın. Tüm bedeninizi Işıkla doldurun. Bu Işığı bedeninizden dışarı, odanın içine doğru yayın ve birçok farklı şeye Işık gönderebilirsiniz. Fikirlerinize, geleceğe, daha yüce amacınıza, bedeninize, düşünce ve duygularınıza. Işık gönderdiğiniz şeyin enerjisini bir titreşim frekansına dönüştürürsünüz.
MEDİTASYON2: Işığı kendinize çağırıp, Işıkla dolduktan sonra kendisine Işık göndermek istediğiniz bir kişiyi düşünün. Bu kişiye tüm bedeninizden Işık gönderin. Bunun nasıl bir duygu olduğunu hissedin. Işık gözlerinizden, ellerinizden ya da kalbinizden doğruca bu kişiye gittiğini hayal edin. Işık gönderirken, kendi Işığınızın da daha parlak ve güzel hale geldiğini fark edeceksiniz.

THE GREAT WİLD DERGİ RÖPORTAJ REFLEKSOLOJİ NEDİR

THE GREAT WİLD DERGİSİ AĞUSTOS/EYLÜL 2017 


2 Eylül 2017 Cumartesi

SEN KİMSİN?

BAŞLANGIÇ NOKTASINA KENDİNİ KOY VE KİM OLDUĞUNU FARK ET!