29 Mart 2018 Perşembe

İSTİKLAL MARŞI










Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl…
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,
Her cerihamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşının sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış.

28 Mart 2018 Çarşamba

NEYE DEĞER VERİYORSUN?

Tweeter, Facebook, İnstagram, Televizyonlarda neyi okuyor veya takip ediyorsun? 
Kimleri takip ediyorsun?
Neden takip ediyorsun?
Ne sıklıkla takip ediyorsun?

Takip ettiğin konular seni geliştiriyor mu, sana birşey katıyor mu?
Yoksa sende başkalarının neler yapmış, nereye gitmiş, ne yemişlerini mi takip ediyorsun?

Eğer BİLGİyi takip edersen BİLGE olursun;
Eğer ünlüleri takip edersen, belki ünlü olur, belki de yaşayamadığın hayata özenirsin;
Eğer yemek tariflerini takip edersen ya çok iyi bir ahçı olursun ya da aç kalırsın;
Eğer astrologları takip edersen iyi bir astrolog olur çıkarsın;
Eğer tıp uzmanlarını takip edersen iyi bir doktor olursun;
Eğer falcıları takip edersen başkalarından beklentilerin çoğalır;
Eğer arkadaşlarını takip edersen, onlarla zaman geçirmekten uzaklaşmışsın;
Eğer eski sevgililerini takip edersen, onları özlemiş olursun;
Eğer kendi reklamını yapmak için ise iyi para ve ün kazanırsın......vb

Sosyal medyayı ne için kullanıyorsun, senin için nedir önemli takip ettiğin kişiler? Onlardan ne öğreniyor veya kaybediyorsun?
Sorgula ve ona göre takip et!!!

27 Mart 2018 Salı

ZAMANIN DEĞERİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?


10 yılın değerini bilmek istiyorsan, hapishaneden çıkan bir mahküma sor;
3 yılın değerini bilmek istiyorsan son sınıf, universite öğrencisine sor;
9 ayın değerini bilmek istiyorsan, çocuğu ölü doğmuş bir anneye sor;
1 ayın değerini bilmek istiyorsan erken doğum yapmış bir anneye sor;
1 günün değerini bilmek istiyorsan, doğum gününü kutlayan bir çocuğa sor;
1 saatin değerini bilmek istiyorsan, bitirme sınavına çalışmadan giren öğrenciye sor;
1 dakikanın değerini bilmek istiyorsan, boğulmak üzereyken kurtarılan adama sor;
1 saniyenin değerini bilmek istiyorsan, araba kazasından kıl payı kurtulan adama sor;
1 salisenin değerini bilmek istiyorsan, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanmış bir atlete sor.
Nil GÜN

25 Mart 2018 Pazar

KALP DAMAR HASTALIĞIN PSİKOLOJİSİ


Bu genetik olarak mıdır, yoksa bizim kendimizin yarattığı bir hastalık mıdır? 

Her canlı Sevgi ile beslenmek ister, bu ister bir ağaç olsun, ister hayvan, ister insan olsun, hepimizin sevgi ile beslenmek isteriz. 

Dünya üzerinde yeni doğan her şey annesinden sevgi ve şefkat ile beslenir. Sevilen çocuk hızla büyür, sevilmeyen veya dışlanan çocuk ise daha geç boyu uzar veya yaşıtlarına göre çok kısa kalır.
Biz sevgiyi büyüklerimizden davranış modellemesiyle öğreniriz, özellikle toplumumuzda Anadolu'da yetişen çocuklar yeterince sevgiyi göremezler ve ebeveynleri onlara dokunmadıkları için, sevgiyi dışarıda ararlar. Günümüzün dünyasında aşk ve sevgi filmlerin bu kadar yaygın seyredilmesinin hiç de tesadüf değildir.

Bireyde Kalp Damar rahatsızlığı nasıl oluşur?
- Tıbbın genetik dediği ebeveynlerin enerji transferiyle olabilir;
- Kişi çok sevdiği birini kaybettiğinde acısını ve anılarını kalbinde tutarak, onu hala bedeninde duygusal olarak yaşatıyor olabilir;
- Geçmiş enkarne yaşamından yaşamış olduğu aşk ve sevgi ile alakalı bir hikayesi ve bunu bedenin kayıt sisteminden bu yaşama aktarmış olabilir;
-Hiç sevilmemiş ve "sevgi" sözcüğü ona çok uzak gelir ve bununla ilgili bağışıklık geliştirerek kendisini sevmekten mahrum bırakabilir;
- Yaşamlarımızı artık sadece betonlar üzerinde kurduğumuzdan, sporu ve egzersizi bile kapalı ve oksijensiz spor merkezlerinde uygulayabilir; Kan dolaşımını hızlandırmak isterken etrafın negatif enerjilerini üzerine çekebilir. 
Halbuki beden doğadan gelir ve fiziksel bedenlerde var olan enerji sadece toprakta veya doğada boşaltılabilir. 

Bu etkenler Bireyin ruhsal ve fiziksel sistemine zarar verir, böylece bedene kalp rahatsızlığı yansıması olarak görülür.
Kalp rahatsızlığı ile bağlantılı olan damar rahatsızlığı, yaşama sevincin aktığı yer damarlardaki kandır. Birey ne kadar yaşama açık ve tutumu olumlu ise, hayatın engellerini ve zorluklarına rağmen yaşama pozitif bakabiliyorsa, damar sorunları bu insanlarda görülmez. Bu insanlar kendileri için bir şey yapıyorlardır- KENDİNE VE YAŞAMA DEĞER VERMEK. 
Aslında Kalp Damar rahatsızlığı yaşayan insanların hayatından çıkan her insan için bir "yas dönemi" belirlenmeli, süre dolduktan sonra veda edip özgür bırakılmalı (bu da meditasyon veya Regresyon terapisiyle mümkün) veya sevilmeyi bekledikleri kişiler tarafından değeri alamadıklarında kendilerine dönüp kendisini sevmeyi öğrenmeli (basit ve çok güçlü bir çalışmadır). 

Yani sevmeyi, sevilmeyi ve yaşamayı bize öğretemediyseler kendi yaşamımızın sorumluluğunu üstlenerek biz kendimize öğretebiliriz.
Sağlıklı bir yaşam dileğiyle...




24 Mart 2018 Cumartesi

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİN DÜŞTÜĞÜNDE

Uykusuz geçen geceden sonra veya kesik kesik uykuyla geçen geceden sonra sabah işe yorgun ve uykusuz gittiğinizde aniden bedeniniz ateşlenmeye veya üşümeye başlayabilir. 
Zihin aktif olduğundan beden dinlenememiştir ve Sinir Sistemi aktiftir, uyku uyamadığınız için bir sağ bir sola dönseniz de bir türlü zihninizi susturamamışsınızdır. Ne yazık ki ertesi sabah ve gün boyu beden dinlenemediği için sizi yorgun, halsiz ve sinirli hissettirir. Yüzünüzde kızarma ve ateşlenme, bedeninizde aniden sıcak aniden soğuk ve üşüme hatta içinizin soğuktan ürpermesi gibi tir tir titrersiniz. Bu durumda C vitaminleri takviyeleri de çok işe yaramayabilir🤔. Hatta yemek yemek için iştahınız bile olmayabilir.

Gün içerisinde bir de hafif rüzgar olduğunda "eyvah üşüttüm" deyip rüzgarı suçlarsınız.😉
Halbuki uyku uyamadığınız gece gün içerisinde bir iki saat uyku uyuduğunuzda beden kendisini toparlar ve beden ısısında dengesizlik göstermeden sizi zinde tutar. Ateşlenme ve üşüme birden bire yok olur.

Bedenimizde Zihnin ve Sinir Sistemin çok aktif olduğu dönemlerde bedenimizde: metabolizma, beden ısısı ve bağışıklık sistemi zarar görür.

Böyle bir durumda yapılması gereken en iyi durum- zihni ve bedeni rahatlatmak için gün içerisinde nefes egzersileri eşliğinde "sakin ol ve rahatla" komutunu sık sık kendinize tekrar etmek.
Okuyan herkese sakin, huzurlu ve bol kaliteli uykular diliyorum.