24 Kasım 2017 Cuma

NERMİN'İN ALTIN ÖĞÜTLERİ

*Öfken derin olabilir, onu kontrol edemeyebilirsin ama kızgınlığın anlıktır onu yararlı yönde kullanabilirsin.

*Gecikmeler sizin kendinizden çaldığınız zamanlardır.

* Kıskançlık organ mafyası kadar zararlıdır. 

*Doğru karar enerjimizi yükseltir, yanlış karar ise enerjimizi düşürür.

*Korkuların ve varsayımların yüzünden kendine engel koyup hayallerinden vazgeçme.

*İnsan öyle cesur ki, bir saat sonra ne yaşayacağını bilmese bile cesaretle hayatta kalmayı seçiyor.

*Gölgelerin üzerine gitmek istiyorsan, Güneşi arkana al.

*Vibrasyonunu yükselt, gerisi gelecektir.

*"Bir varmış, bir yokmuş" fırsatlar varken karar veremiyorsan, fırsat kaçtığında pişmanlık neye yarar?

*Senin rehberin hislerindir, onları güçlendir. 

*Evrensel Sistem bir işin olup olmayacağı konusunda çok güzel sinyallerini verir, onları fark ettiğinde "doğru" yolu bulursun.

KALBİNDEKİ ETERİK ÇAPA

Kalbin geçmişte veya başka bir yaşamında yaşadığın bir ilişki yüzünden hala acıyorsa ve bu ilişki takıntı haline gelip de bir türlü kurtulamıyorsan, demek ki "eterik çapa" ile bağlanmışsın. Eterki çapa senin kalbine saplanır ve ne kadar uzağa gidersen git, hala o ilişkiye bağlı kalırsın ve takıntı zannedersin. 
İster meditasyonla, ister Regresyonla o eterik çapa çıkartıldığında kalbin gerçekten özgürleşir. 
O ilişkiye yol verirsin, telepatik olarak karşı taraf da özgürleşir. Kocaman kalbin küçülür ve sadece sana ait enerji ile dolar.

Regresyon seansıyla bende "eterik çapa'yı" öğrenmiş oldum. Aşkta obsesif kompulsif davranışlar belki bu şekilde iyileştirilebilir, iyileştirilemeyenler ise ileride kalp sorunlarıyla karşılaşabilir

23 Kasım 2017 Perşembe

BİRLİKTE OLDUĞUMUZU HATIRLA


Kendini yalnız hissettiğinde bir derin nefes al ve elinle yüzüne dokun, sonra bedenine, sonra bacaklarına, sonra saçlarına. Senin yanında bir bedenin olduğunu hatırla. Tüm parmaklarına bak, her iki elini birleştirerek onları uzun uzun okşa, onların varlığını ve daima seninle olduklarını hatırla, ayaklarına dokun ve onlara uzun uzun gözlemle, seni taşıyan ayakların olduğunu hatırla. Bedeninde 65 trilyon hücre ve tüm organların seninle birlikte olduğunu hatırla.
Derin nefes al ve bir bedenin olduğunu fark ettikten sonra nelere hissettiğine bir bak. Etrafında insanlar varsa, onları gözlemle, belki onlar da senin gibi kendilerini yalnız hissediyordur.
Şimdi, etrafında çiçekler varsa, onlara doğru yönel ve onlara dokun, sev, okşa, bugüne kadar yanında olan ve seni gözetleyen ve sevgisiyle fark ettirmeye çalışan birkilerin farkına var. Onlar da senin kadar canlı.
Derin nefes al, ve dışarıya bak, gökyüzüne doğru, seninle her gün birlikte olan güneşi hatırla. Akşam ve geceleri seninle birlikte olan ay ve yıldızları fark et ve seninle birlikte olduklarını hatırla.
Gökyüzünde kuşlar var, dışarıda ağaçlar var, hepsi senin gibi Ruhsal gelişim yolunda ve hepsi seninle BİRLİKTE.
Kendini, hala yalnız olduğunu düşünüyorsan, o zaman nefesini hatırla!

6 Kasım 2017 Pazartesi

HER DOĞRU BİLDİĞİN İNANIŞIN ÖTESİ DE OLABİLİR

1- Dondurma yedim boğazım şişti.
2- Islak saçla çıktım migren oldum.
3- Cam açık uyudum, rüzgar çarptı üşüyorum.
4- Yemek mideme dokundu, midem bulanıyor.
5- Burnum akıyor, nezle olacağım.
6- Ağır kaldırdım ve fıtık oldum.
7- Hava rüzgarlıydı, ince giyinmiştim sırtım ağrıyor.
8- Belim soğuk çekiyor, bel ağrım var.
9- Kulağım duymuyor, sağırlaşıyorum.
10-Düştüm ve ayağımı burktum....vb.

Etrafımızda her zaman suçlanacak birileri veya bir şeyler var. Anne - baba veya büyüklerimiz tarafından bu inanışlar bize bilinçaltımıza bir zamanlar yerleştirilmiştir. Acaba gerçekten dış etkenler mi suçlu, yoksa "biz" mi? "Biz mi?" Evet, DÜŞÜNDÜKLERİMİZLE bu tür sonuçları biz yaratıyoruz! Nasıl mı? Sırasıyla bakalım:

1- Dondurma boğaz şişirmez. -Kişinin ifade edilmemiş duyguları veya sözleri vardır, bunlar onun boğazını şişirir; Boğaz ameliyatlarından sonra doktorlar ilk dondurma vermez mi?
2- Islak saçtan kimse migren olmaz, çünkü Migrenin psikolojik sebebi- kontrolcü, her şeyi ben bilirim davranışlar ve mükemmeliyetçi kişilikten kaynaklanır. Islak saçtan sadece kafanız üşür ama sizi asla hasta etmez.
3- Camın açık olması ne güzel odanıza oksijen girer, üşümeniz ise sizin kendinizi herhangi bir konuda "yalnız" hissetmeniz. Sevilmediğinizi hissettiğinizde, çok değer verdiğiniz sizi terk ettiğinde, herhangi bir konuda dedikoduya mağruz kaldığınızda yalnız kalır ve üşürsünüz.
4- Yemek aynı yemeği başka zaman da tadına vararak yemişsinizdir, şimdi ne oldu da yemek dokunda. Yemek yemektir! Sizin o gün "kabul" edemediğiniz bir şey yaşadığınızda, mide kabul edemediği olay ile dolu olduğu için başka bir şey kabul edemez. Size de bulantı veya ağrı yapar.
5- Burnunuz akıyorsa ne güzel sizi siz olun sakın onu durdurmayın, çünkü burun İdrar torbasına bağlantılı olduğundan, bedende biriken negatif duygular sinüzite neden olur ve buruna en yakın olduğu için en çok fazla aktığı yer, bırakın beden kendisini negatif düşünce ve duygulardan arındırsın. Nezle olsanız bile. Olun, beden toksinleri atar ve sizde iyileşirsiniz.
6- Ağır kaldırınca gerçekten fıtık mı olursunuz, bir bakalım. Fıtık olduğunuz dönem birlikte olduğunuz sevgili, ortak veya iş size uygun birimiydi? Kesinlikle HAYIR! Beden sizin uyumsuzluğunuzu haberdar etmeye çalıştı, sizde anlamayınca beden sizi "fıtık" etti.
7- Sırt ağrınıza gelince rüzgarı suçlamaya gerek yok, çünkü siz aldığınız "fazla sorumlulukla" kendi sırtınıza zarar verdiniz.
8- Bel ağrısı genellikle kişinin yaşadığı "para endişesinden" kaynaklanır. Kimde bu sorun yok ki, zenginde, fakirde, genellikle herkeste olabilir. Para endişesini Bolluk ve Zenginlik düşüncesine dönüştürürseniz bel ağrınız bir süre sonra sizle vedalaşacaktır.
9- Kulak ağrısı, sağırlaştırmaz! Kulağınız duymayı ret ettiği bir durum la ilgili olabilir, beklediğiniz bir haber gelmediğinde ve beklentide olduğunuzda, veya duyduğunuz bir şey sizi rahatsız ettiğinde, yaşanan bu durumlardan kulak kendi görevini yerine getiremez ve kendini kapatır.
10- Her düşen ayağını burkar mı, bir gözlemleyin. Hayır. Düşmenin sebebi bedende biriken negatif enerji boşaltılması için beden kişiyi "güm"letir, ayak burkmanın sebebi de hoşlanmadığınız veya öfke ile çıktığınız bir yola çıktığınızda ayaklar sizi oraya götürmek istemiyor ve yarı yolda "ayak burkulması" oluyor.

 Artık bu yanlış bilinen inanışlara ister suçluyu dışarıda arayın ve "var” olan duygularınızı bastırmaya devam edin, ister kendi zihinsel düşüncelerinizi gözlemleyerek yaşamınızı siz yönetin!