29 Haziran 2018 Cuma

NEVİN'İN HİKAYESİ

Merhaba güzelliklerr...
Bir hikaye anlatmak istiyorum size bugün:
Bir gün bir Nevin doktora gider ve boğazının şiştiğini, konuşamadığını ve hatta düğümlendiğini söyler.
Doktor elleriyle kontrol eder ve tiroid problemleri olup olmadığını sorar.
Nevin der ki: Bilmem, bugüne kadar hiç böyle bir şey yaşamadım.
Doktor yeniden sorar: Son dönemlerde tartıştığınız biri var mı veya tartıştığınızda fazla gürültü çıkartmamak adına sustuğunuz oldu mu?
Nevin cevap verir: Evet, eşimle tartıştım ve aile içi problemlerini kısaca anlatmaya koyulur.
Doktor yeniden sorar: En sevdiğiniz şarkılar neler?
Nevin anlattıklarından sonra doktordan böyle bir soru beklemediği için şaşırır ve ne diyeceğini bilemez.

Doktor biraz bekledikten sonra yeniden sorar: En sevdiğiniz şarkılar nelerdir?
Nevin birkaç dakika bekler ve sevdiği şarkıların neler olduğunu hatırlamaya çalışır. Hatta en son şarkı ne zaman dinlediğini hatırlamaya zorlar kendisini. Bir an gözleri daldı ve yaşamın mücadelesinden dolayı şarkı dinleyeli yıllar geçmişti.
Doktoru gülümseyerek ve sabırla hastasını izliyordu.
Nevin aniden gözleri yaşlarla doldu.
Doktoru ise onun omuzuna dostça dokunarak "istediğin kadar ağlayabilirsin" diyerek ağlamasına destek verdi.
Nevin hıçkıra hıçkıra ağladıktan sonra, kendine gelmeye başlayınca şarkı dinlemenin ne gibi faydası olabileceğini sordu doktoruna.
Doktor ona: "Sevdiğin şarkıları söylemek dünyanı değiştirir, çevrendeki olumsuz insanların enejilerini değiştirir ve hatta dünyayı değiştirir" diyerek hastasına cevapladı.
Doktorun da gözleri gözyaşlarla dolmuştu, çünkü o karşısındaki insanın yüreğine dokunmuştu.
Aradan birkaç dakika geçtikten ve doktorun da kendisine geldikten sonra "Çocukluğunda söylediğin şarkıkarı hatırlayalım mı?" diyerek hastasının gözlerin içine baktı.
Nevinin ilk hatırladığı şarkı neydi?
-Annesinin ona bebekken söylediği şarkıyı hatırladı.
Doktor ise bunu önündeki listeye yazdı, "devam edelim, bir sonraki hatırladığın şarkı neydi?"
Nevin, ana okulda öğrendiği bir şarkısını hatırladı ve doktor onu da listeye ekledi.
Bir tane daha hatırlayalım diyerek Nevine destek vermek için önüne oturarak ellerini tuttu.
Nevin ilk okulda öğrendiği marşını hatırlamaya başladı ve birden bire sözleri zihninde canlanmaya ve tüyleri diken diken olduğunu fark ettiğinde ağzından dökülen "İstiklal Marşı" ona güç veriyordu. Hasta farkında olmadan marşı yüksek sesle söylemeye başladı, sesi avazı çıktığı kadar. İstiklal Marşını söyledikçe özgürleştiğini bedenindeki kasılmalardan ve en önemlisi boğazında iyi birşeyler olmaya başladığını fark etti.
Doktorun odası bir an Nevinin gözünde farklı gözükmeye başladı, doktor ise onun için bir melek, bir arkadaş canlısı, bir dosttu. Diğer bilinen doktorlardan çok daha farklıydı rahatsızlık geçirenler için. Nevin şarkı söylemeye devam ettikçe, enerjiyle doluyordu, Özgüveni geliyordu. Dünya umrunda değilmiş gibi avazı çıktığı kadar marşı bağırıyordu. Yıllarca içinde enerjiyi tutmuştu ve şimdi boğazındaki enerjiyi şarkıyla boşaltıyordu.
Aradan birkaç zaman geçtikten sonra.
Doktor şimdi asıl işimize dönerek yeniden konuşmaya başladı: "sana ilaç olarak bir hafta bebekliğinde annenin sana söylediği şarkıyı, ana okulunda öğrendiğin şarkıları ve İstiklal Marşını söylemeni istiyorum, avazın çıktığı kadar yüksek sesle......tamam mı?" diyerek Nevinin gözlerine baktı.
Nevin direkt onun gözlerinin içine bakılmasına hiç alışık olmadığı için gözlerini kaçırdı.
Ve sesi kısık "tamam" diyerek doktordan gelecek her söze dikkate almaya başladı.

İlginç bir doktordu ve hiç bu kadar Nevin hiç kimse ilgilenmemişti.
Doktor kağıda yazığı üç şarkıyı Nevine uzatark "Bir hafta bunları her yerde söylemeni istiyorum" diyerek listeyi Nevine uzattı.
Nevin ise şaşkınlık içindeydi, sanki doktora gelemiş ve bir arkadaşını ziyarete gelmiş gibi hissetmişti. Şaka mıydı bu durum?
Doktor Nevinin şaşkınlığı karşısında ona gülümseyerek "sadece sevdiğin şarkıları söylereke iyileşebilirsin" diyerek yeniden onun yanına gitti.
Nevin doktorun sıcaklığını hissetti ve ona sarılmamak için kendini zor tuttu. Doktor bir kurtarıcı mıydı, yoksa bir melek miydi, yoksa bunlar bir rüya mıydı? Garip bir şekilde odadan çıktı ve hinoz olmuş gibi yavaş adımlarla koridorda yürümeye başladı.
Acaba doğru bir yere gelmişti, kafasında sorular uyanmaya başladı, doktor neden boğaz ilacı vermedi, acaba doktor birşey bilmediği için mi böyle sallamıştı Nevini, düşünceleriyle hafif bir kızgınlık yaşamaya başladı. Ama artık doktorun odasından çıkmış ve dışarıdaydı.

Elindeki listeyi çantasına koyarak, hayatın sorunlarını ve kendisinin sorumluluklarını yeniden gözünde canlandırmıştı. Biraz önce yaşadıkları ise bir rüya gibiydi ve artık uyanması gerekiyordu. Boş ellerle evin yolunu tuttu.
Evin yanındaki eczanenin önünden geçerken uğrayıp bir ilaç almak istedi ama eczacı bir reçetesi olmadığı için Nevine bir ilaç veremeyeceğini söyledi. Nevin çaresizlik içinde öfkelendi ve kapıyı sert çarparak dışarı çıktı.
Eve gitmek istemiyordu, evdekileri mümkünse uzun bir süre daha görmek istemiyordu ve evi düşündükçe midesi bulanmaya başladı.
Çaresizce bir banka oturdu ve annesinin ona söyledi şarkıyı söylemeye başladı, önce sessizce daha sonra sesini biraz yükseltmeye başladı. Annesinin ona sarılmayı,dokunmasını ve beslemesini hatırlamaya başladı. Nevin aniden annesinin sıcaklığını hissetmeye ve bebekken annesinin ona nasıl değer verdiğini hatırlamaya başladı. Zihninde anılar canlanıyordu. Annesi ona çok değer vermişti, belki de annesinin ilk göz ağrısıydı.
Oturduğu yerden ana sanki bir zaman tünelinden geçmiş ve şimdi ise ana okulunda olduğunu hatırladı, orada söylediği şarkıları söylemeye başlayınca arkadaşlarıyla ne kadar mutlu olduğunu ve safça, çocukça birbirleriyke nasıl oyunlar oynadıklarını hatırladıkça Nevin çocukluğunu özlediğini ve çocuk olmak istediği diledi.
Ya İstiklal Marşı ne işe yarıyordu söylendiğinde diye düşündü ama söylemek için gücü yoktu, biraz bekledi bebeklik anıları ve çocukluk anıları onu gözyaşlarına boğmuştu.
Hem ağlııyor hem de çevresinden kopmuş gibi hissediyordu kendisini ama etrafında olan biten hiçbir şey umrunda değildi. O sadece çok derinlere dalmıştı ve nasıl çıkacağını bilemiyordu. Hatta çıkmak bile istemiyordu, çünkü orada çok güvendeydi. Keşke hep o anılarda kalabilseydı, çocukluğunda yapmadıklarını, yapamadıkları hatırlamaya başladı. Bugünden onları değiştirme şansı olabilir miydi?
Çok derin nefes alıp verdi, tekrar alıp verdi. Etrafn geçen insanları fark etmeye başladı, acaba onların da sorunları onunkiler kadar büyük ve önemli miydi diye içinden geçirdi. Kendine gelmeye başlamıştı.
Ayağa kaltı ve aniden sessizce İstiklal Marşın sözlerini söylemeye başlayarak güçlendiğini fark etti, kafası da bir o kadar dağılmış ama özgüveni de bir o kadar yükselmeye başlamıştı. İstiklal marşını söyleyerek dünyaya karşı çıkacak gücü varmış gibi onurlu bir şekilde evine doğru yürümeye başladı. Eşiyle, ailesiyle yaşadıklarını unutmuş gibi kapıyı açtı ve içeri girdi. Nevin kendisini çok farklı hissediyordu, bedeni hafiflemişti. Evine girdiğinde kavgaların gürültünün ortamına girmişti yine ama sessizce odasına girip üstünü değitirdi ve mutfağa yemek yapmak için malzemeleri toplamaya başladı. Kendisini çok hafiflemiş ve iyi hissediyordu. Eşi o gün tesadüf evdeydi ve Nevinin yanına mutfağa geldiğinde Nevindeki hafiflemişliği hissetmedi. Bunu bilen sadece Nevindi.
Kocası doktor ile olan randevüsü nasıl geçtiğini hiç sormadı bile, hiç konuşmadan mutfaktan çıkıp gitti. Kocasının mutfakta olduğu dakikalarda Nevin çok gerilmşti ama hiç konuşmadı kocasıyla, sadece doktorun yanında ve oturduğu bankta yaşadıklarını düşünüyordu soğanları doğrarken. Gözyaşları yine akıyordu ama bunlar soğanın verdiği gözyaşı mıydı yoksa içinde birikmiş duygular mıydı o an hangisinin önemli olduğu önemli değildi.
İçi çok rahatlıyordu, ses tellerininde bir titreme ve vibrasyon gibi birşeyler oluşuyordu. Gıcık kapmış gibi birkaç kez boğazın içini temizlemeye çalıştıktan sonra mutfakta sessizce şarkılarını mırıldanmaya başladı. İçini çoşku sarıyordu, mutluluk enerjisi yayılmaya başladı Nevinden ama bunu evdekilerin fark etmemesi için yaşadığı duyguları bastırıyordu. Mutluydu, hatta çok mutluydu.
Günün sonunda boğazında bir hafifleme olduğunu fark etmeye başladı. Akşam uyumak için yatağına yattığında ise eşi de yanına usulca kıvrıldı ve karısına baktığında yıllar sonra karısında bir güzellik oldupunu fark etmeye başladı, ona dokunmak istedi. Nevin kocasının ona dokunmasına karşı çıkmadı, hatta kocasını elini kendisine doğru çekerek kalbinin üzerine koydu. Sevdiği şarkıyı kısık sesle söylemeye başladı, kocası şaşırmıştı Nevinin rahatlıkla şarkı söylemesine ve birkaç satır sonra kendisi de eşine eşlik etmeye başladı. Şimdi beraber şarkı söylüyorlardı, mutluluk enerjisi ikisini de kaplamıştı ve birbirlerine daha çok dokunmaya başladılar. Birbirlerine sarılmışlardı ve sevişmeye başladıkların farkında değillerdi. Anın tadından ilk defa çok zevk alıyorlardı.
Bir başkaydı bu gece onlar için, şarkı söylemek bu kadar mı değiştirmişti onları. Doktor bunu nereden biliyordu? Şarkı söylemeyi tavsiye eden başka bir doktor var mıydı, yoksa doktorun içine giren bir melek miydi? Bu kadar basit bir şey Nevinin ilişkisini, boğazın iyileşmesini sağlayacak mıydı? Nevinin aklından geçen sorular, merak duygusunu... eşinin onun dudaklarını ateşli öpmesiyle tüm düşünceler son buldu....

Bu benim yazdığım ilk deneme ve kurgu hikayem, umarım beğenmişsinizdir.
Sevgiler Nermin DOĞRUOĞLU